TEKLİF YAZILARI / MEHMET
UÇAR
(mehmetucarcem@hotmail.com)
TÜRK'ÜN TARİHİ GÖREVİ
Malum,
insanlığın 'postmodern' diye
adlandırdığı bir çağda ve üstelik Ramazan ayındayız...
Kadim
medeniyetlerin beşiğinde yaşıyoruz; fakat etrafımız adeta kan gölü ve acılar
denizi...
Hepimiz,
'Sadece benim dediğim olacak!'
ısrarcılığıyla ateşlerden ateşlere savruluyoruz...
Habil
ile Kabil arasındaki nizanın son sürüm versiyonundan başkaca bir şey değil
şahit olduklarımız...
Dün Filistin,
Çeçenistan, Bosna, Kosova, Karabağ, Afganistan, Açe, Pakistan, Sudan, Irak,
Tunus ve Libya...
Bu
gün Arakan, Mısır, Sudan, Mali, Yemen, ve Suriye...
Yarın
Doğu Türkistan, Suudi Arabistan, Ürdün, dilim varmıyor ama İran ve -hafazanallah- Türkiye...
Avrupa'nın ortaçağını
yaşamak için can atıyoruz nerdeyse ve tarih,
ders almayanlar için tekerrür ediyor...
Dünya, tabiri caizse
seyrediyor dramları ve yiyin birbirinizi temalı ölüm sessizliği ile kış
uykusunda...
Bazıları, yangına körükle
gidiyor ve istiyorlar ki asla sağ çıkan olmasın bu hengameden...
Kimisi, ganimet, halifelik, derdine düşmüş ve kavganın
taraflarından bir kaçını desteklemekle meşgul...
Haritalar yeniden
çizilirken ressamlara kan kırmızısı mürekkep taşımakta olan şuursuzlar var
civarımızda...
Kurban bayramlarında
hayvanlar için yürüyüş yapanlar şimdilerde enerjilerini sapkınlıkları için
harcıyor...
Coğrafyamızın zengin
yeraltı ve yerüstü kaynaklarını zalimlere peşkeş çekenler saraylarında
sefada...
Petrol denizleri üzerinde
oturanların haram sermayeleri, ya batı borsalarında ya da spor kulüplerinde...
Kafa kesenlerle Hüseyni
makamında yere düşenler aynı kutsal kitabın sayfalarında delil aramada...
İnsanlığın ortak
teşkilatı rolüne soyunan kerameti kendinden menkul ne kadar merkez varsa üç
maymun...
Bir kuş sütünün eksik
olduğu iftar sofralarına zırhlı mercedesleri ile gelen diyanet reislerimiz de
cabası...
Görkemli camileri
dualarla hizmete açıyor ve içlerini hınca hınç doldurarak teravih namazları da
kılıyoruz...
Çok şükür(!) defalarca
hacca/umreye gidiyoruz göbeğimizi ve sakallımızı sıvazlayarak... AMA!...
Hanımlar, Beyler! Bir yerlerde yanlış yapıyoruz ve inanın, bu
cadde çıkmaz sokak...
Bu zamanın tanığı olup da
mahallesindeki ateşe su taşımayan kim varsa mahşerde hesabını veremeyiz...
Ey İslam ülkelerinin
liderleri ve halkları! Miskin miskin Batı medeniyetinden lütuf beklemeyi
bırakın artık!
Neredesiniz, kulundan
utanmıyorsanız bari Allah'tan da mı korkmuyorsunuz...
İnandığınızı iddia
ettiğiniz dinin, ölüleriniz için hatimler indirdiğiniz kitabın ana mesajı neydi
Allah aşkına?
Birileri bir şeyler yapmalı; ama muhakkak surette bir şey yapılmalı...
Aramızda, 'Sizler, ancak kardeşsiniz!' diye
haykıracak hiç kimse yok mu?
Anlaşılan bu tarihi vazife
de biz Türklere düşüyor...
Ey milletim, Büyük Türk Milleti!
Tuttuğunuz oruçların,
kıldığınız namazların, verdiğiniz zekatların ve dahi asırlar önce yapılan
peygamberi övgünün hakkını siz bari verin!
Bu amaçsız kavgada araya girin ve 'İslam, barıştır!' deyin!..
Çok şey mi bekliyorum acep?
Karıncanın duası da bu olsun itikafta?
Sahi ey okur, senin daimi yerin hangi tarafta?..