TEKLİF YAZILARI / MEHMET
UÇAR
(mehmetucarcem@hotmail.com)
MİHENK TAŞINDAN TESPİTLER
Sezai
KARAKOÇ, sadece İslami camianın değil, aynı zamanda edebiyat dünyamızın da son
yüzyılda yetiştirdiği nadide düşünür,
şair, yazar ve siyasetçilerinden birisidir. Onu önemli kılan nedenlerin
başında şiirlerinde yer alan duygu yoğunluğu ve mecazlarının özgünlüğü kadar
sesinin bize, yani doğuya, ait
olması ile medeniyetimize dönük referans niteliğindeki tespit ve önerileri
gelmektedir. 'Diriliş' kelimesi
etrafında kavramsallaştırdığı görüşleri, ülkemiz insanı kadar bütün Ortadoğu
halklarına da bir 'reçete'
hükmündedir. Bugün, gelin, onun 12 Mayıs 2015 tarihli 'Diriliş Işığı' dergisindeki başmakalesini hep birlikte okuyalım:
"Yeni bir genel seçime gittiğimiz bugünlerde, ülkemizin
ve onu yönetmek iddiasında olan partilerin durumunu gözden geçirmekte, en
azından, yurttaşların oylarını kullanırken daha dikkatli ve daha donanımlı
olmaları açısından büyük yarar vardır. Oy verme, seçimden seçime bir kez
olmaktadır. Oy verip daha sonra pişman olmak, daha sonraki bir seçime kadar bir
fayda sağlamaz kimseye.
Adalet ve Kalkınma Partisi, çok
partili düzene geçtiğimizden beri, en uzun süre iktidarda kalmış parti olmak
açısından talihli bir partidir. Halkın oyuna ve iltifatına mazhar olmak
açısından şikâyete hakkı olmayan bir durumdadır. Buna karşılık, iktidar,
icraatının propagandasını çok ustaca, profesyonelce yapmakta olsa da, ülkenin
temel, ana, yani öteden beri süregelen sorunlarının, geleceğimizi teminat
altına alacak şekilde kökten çözüme kavuştuğuna dair, gözle görülür elle
tutulur bir ilerleme, ne yazık ki, gözlemlenememektedir.
Dış politikada, İslâm Âlemine açılma
siyaseti başarısızlıkla bitmiş, Suriye, Mısır ve Libya ile olan ekonomik ilişkiler
dahil bütün bağlar kopmuş, bölgedeki bölünmeler ve parçalanmalar sonucunda,
bazı ülkelerle birlikte bir tarafa savrulmuş olan ülke, diğer her bir İslâm
ülkesi gibi, geleceği karanlık ve diğer ülkelerle çatışma tehlikesiyle karşı
karşıya kalmış durumdadır. Bu durum, şüphesiz, batılı ve doğulu büyük
devletlerin İslâm Dünyasını parçalama, istilâ ve işgal emellerinden
doğmaktadır. Ancak, bunu önceden görüp diğer İslâm ülkelerini uyarmak ve buna
bir çare aramak, bunun için bir araya gelmek, birleşmek gerekirken, batılılarla
birlikte hareket etmek, onların çizgisinde yürümek, hep tâbi olmak, hiçbir
zaman gerçek bir inisiyatif kullanamamak, ülkemizin geleceği için en büyük bir
handikaptır.
Öte yandan muhalefetin durumu ise
içler acısıdır. Kendisine Rejim tarafından 1950’den itibaren altın tepside “ana
muhalefet” olma tacı sunulmuş olan CHP, tarihi boyunca, gerçek bir otokritiğe
yanaşmamış, hep batıcı, hep ruhuyla tek partici, dolayısıyla yapıcı olmaktan
çok yıkıcı olmuştur. Ülkenin geleceği için en ufak bir ümit vaat etmemektedir. Ülke, iki buçuk parti tekeliyle, hep
bıkmadan, ayni oyunu oynamak, seçim adına ‘’biz bu filmi görmüştük’’ dedirtecek
bir manzara sergilemek zorunda bırakılmıştır. Suni bir gerginlikle
taraftarlarını kızıştırarak alınabilecek en fazla oyu almak için âdeta
danışıklı dövüş oyununa devam etmek, milletler yarışında maalesef zaman
kaybetmekten başka bir sonuç doğurmamaktadır.
Onar yıllık sürelerle, üç defa
yönetime getirilmiş BATICI SAĞ, iktidar ayağında, dördüncü kez, son denemesini
yapar görünmekte, genellikle muhalefette kalmış görünmekle beraber darbelerle
iktidara gelmişlik veya ortak olma fırsatını kaçırmamışlık gibi sicilinde
gölgeler bulunan BATICI SOL da zamanla birlikte, tarih içinde silinmeden
önce son uzatmalarını oynamaktadır. Ya hep ya hiç, Milletimizin tarihteki
talihi hep böyle olmuştur. Ümit ediyoruz ki, bu seçim, iktidar ve muhalefetiyle
dışa bağımlı politika ve yönetimin çıkmaz bir yol olduğunu milletimize
gösterecek ve DİRİLİŞ YOLU açılacaktır.
Yıllardır, kitaplarımızla,
yazılarımızla, konuşmalarımızla izlenmesi gereken yolu gösterdik. ‘’İslâm
partilerinin kurulmasına imkân tanımak, gerçek kurtuluş yolunu açacaktır’’
dedik. Elinizdeki bu DİRİLİŞ IŞIĞI, ki hareketimizin geçmişinden ve bugününden
fikirlerimizi, önerilerimizi ve uyarılarımızı bir demet halinde sunmaktadır,
yapılması gerekenler hakkında yeterli bir fikir verecektir sanırız.
Milletimiz için, gerçek anlamda hür ve
bağımsız olmak, İslâm Dünyasıyla bütünleşmek, BİRLİĞİN YOLU’nu açmak, İSLÂM
MEDENİYETİ’nin DİRİLİŞİ’ni gerçekleştirmek, DİRİLİŞ GÖRÜŞ VE HAREKETİ’nin milletimizce
benimsenerek olması gereken gerçek boyutuna ulaştırılmasıyla mümkün olacaktır.
Allah’tan dilediğimiz, bu seçim bunun fark edildiği seçim olsun."
Son seçim, sonuçları açısından bakıldığında mihenk taşı konumundaki Sezai
KARAKOÇ'u ziyadesiyle doğruluyor. Körlerle sağırların birbirini ağırladığı bir
çadır tiyatrosunu andıran demokrasimizin sahici bir zemine ulaşabilmesi için
alacağımız daha çok mesafe var. Herkes, işe
kendi mahallesinden başlayabilir...