Mısır, Türkiye gibi halkı Müslüman ülkeler açısından stratejik bir
ülkedir. Özellikle Arap ülkeleri açısından önemli bir konuma sahiptir. Ülkemiz
medyasında fazla yer bulmaz Mısır. İki yılı yakın bir süredir Mısır’da bir komedi
oynanıyor. Ülkemiz yakın geçmişinde olduğu gibi; “demokrasi, demokrasi,
demokrasi” diyenler, işlerine gelmeyince Mısır’da vazgeçiverdiler çok
sevdikleri cici demokrasilerinden. Hem de dünyanın sözde uluslararası
örgütlerinin desteğiyle. Buraya nasıl gelindiğine bakalım. Son kullanma tarihi
dolan Hüsnü Mübarek sonrası birazda çalkantılı bir dönem sonrası seçimler
yapıldı. Mısır halkı mevcut koşullar altında tercihini Mursi ve arkadaşlarından
tarafa koydu. Mursi yönetimi çalışmaya başladı. Dünyayı sömüren uluslararası
örgüt ve şirketler bir baktılar ki, Mursi kendileri açısından kullanılacak
birisi değil. İşbirlikçileri vasıtasıyla harekete geçtiler hemen.
Mursi’ye karşı olanlar Tahrir Meydanı ve ülkenin başka bazı
kentlerinde gösterilere başladı. Özellikle Tahrir Meydanı’nı dolduran
göstericiler Mursi’nin görevden çekilmesini talep etti. 2013 Temmuz ayı başında
ordu tüm dünyanın gözü önünde ve hatta canlı yayında yönetime el koydu. Karşı
gelenlere de hiç tahammül göstermedi. Şiddet kullanarak olayları bastırdı.
Anayasayı askıya aldı. Sonunda evlere şenlik yeni bir seçim ile Genelkurmay
Başkanı Sisi ülkenin başına geçti. Tüm bunlar olurken, ülkemiz başta olmak
üzere tüm dünya seyretti. Mısır ile yapılan anlaşmalar bile iptal edilmedi.
Hiçbir yaptırım uygulanmadı. Hatta darbe yönetimi tarafından hunharca şehit
edilen Rabia, bir işarete dönüştürülerek muhtelif ülkelerin iç siyaset
malzemesi olarak bir güzel kullanıldı.
Geçtiğimiz hafta Mursi için verilmiş idam kararı onaylandı. Darbeyle
görevinden uzaklaştırılan seçilmiş Cumhurbaşkanı Muhammed Mursi’yle beraber 106
kişiye verilen idam cezaları kesinleşti. Türkiye her zaman olduğu gibi şiddetle
kınamakla yetindi. Oldu olacak büyükelçi Türkiye’de birkaç günlüğüne tatil için
geri çekilseydi bari! O da olmadı.
Mısır, Irak ve Suriye ekseninde son yaşananlardan sonra, BOP
(Büyük Ortadoğu Projesi adı altında Büyük İsrail Projesi) afişe olduğunda
yalanlayanlar acaba şimdi sorulsa ne derler? İsrail için Mısır’da Sisi yönetimi
ne kadar güvenli ise Ortadoğu ve yakın ülkelerin çoğunda mevcut yönetimler o
kadar güvenlidir. Bakmayın siz uzun yılların narkozu sonrası yavaş yavaş
kendine gelmeye başlayan şaşkınların atıp tuttuklarına! Sahte kabadayıların
kınamalarına! İki yıldır Mısır’da gelinen acı nokta ortada. Sonuç olarak,
siyonizmin çıkarları açısından ülkemiz Mısır ile ortak hedeftir. Adım adım işletilen
bir plan ve hesap vardır. Ancak Allah’ın da bir hesabı vardır. Mazlum ve masum
toplumlar uyandığı zaman sinsi plan ve hesapların hepsi tarihin çöp sepetine
atılacaktır.
Yeni yazılarda tekrar buluşuncaya kadar sağlıklı,
huzurlu ve mutlu kalın, hoşcakalın.
NOT: Zulüm her yerde kim tarafından ve kime yapılırsa yapılsın zulümdür. Doğu Türkistan'daki kardeşlerimize yapılan zulmü şiddetle kınıyorum. Sessiz kalan sözde insan hakları savunucularına da "yazıklar olsun" diyorum.
www.mesutkoc.com
*