Açılış Sayfam Yap   Sık Kullanılanlara Ekle   

   Anasayfa          Künye          Yazar Girişi         Sitene Ekle         Arşiv          Rss Listesi

MİLLETİN BABALIĞINDAN DEVLETIN BABALIĞINA!
   
 

Ramazan Yıldırım ¬

Ramazan Yıldırım

 MİLLETİN BABALIĞINDAN DEVLETIN BABALIĞINA!

MİLLETİN BABALIĞINDAN DEVLETIN BABALIĞINA!
 Yazı Boyutu

 Tarih : 22.06.2015 - 00:19:37 


Normalde bu hafta, 'KANTARIN TOPUZU' adlı son yazımda da belirttiğim gibi, Ak Parti Türkiye ve özelde Muğla'da 'niçin oy kaybetti', onun üzerinde duracaktım. Ancak Sayın Demirel'in vefâtından dolayı bu haftaki yazımızı, Sayın Demirel'e ayıralım dedik.


MİLLETİN BABALIĞINDAN DEVLETIN BABALIĞINA!

 

Değerli okurlar, geçen hafta yayınlanması gereken yazımı hazır edemediğimizden yayınlayamadık. Normalde bu hafta, 'KANTARIN TOPUZU' adlı son yazımda da belirttiğim gibi, Ak Parti Türkiye ve özelde Muğla'da 'niçin oy kaybetti', onun üzerinde duracaktım. Ancak Sayın Demirel'in vefâtından dolayı bu haftaki yazımızı, Sayın Demirel'e ayıralım dedik.

 

Elbette hüküm vermek kolaydır, hele hele hüküm vericiler, bilgisiz ve önyargılı ise. Ben bu yazımda Demirel kimdir ve siyasi hayatındaki inişler çıkışlar nedir uzun uzadıya üzerinde duracak değilim. Zaten ölünce hayatı didik didik edilip, ulusal basında kalem oynatan yazarlarca yazılıp çizildi.

 

Ben bu yazımda daha çok, üstünde çok fazla durulmayan ama ülkenin gidişâtına çok önemli etkileri olan , Sayın Demirel'in tutum ve Davranışları ve aldığı kararlar üzerinde duracağım.

 

Önce istersiniz çok kısa olarak, Demirel'in siyaseten yükselişine bir gözatalım. Sayın Demirel, Devlet Su İşleri GENEL Müdürü iken, yanlış hatırlamıyorsam Adalet Partisinin kurucusu ve Genel Başkanı Ragıp Gümüş Palanın ölümü ile, Adalet Partisi Genel Başkanlığına aday olur. Karşısında da rakibi koca reis lakaplı Sadettin BİLGİÇ.

 

Aday olur olmasına da, hakkında 'MASOM' olduğuna dair dedikodular yayılır. Bu söylentiler adaylığını tehlikeye düşürecek seviyeye gelince, çareyi ' MASON' olmadığına dair, Türkiye Masonlar derneği ya da locasından belge almakla bulur ve bu belgeyi de delil göstererek kendini aklamak ister.

 

Sonrasında ise Adalet Partisinin yapılan kongresinde Sadettin Bilgiç'inde ( Koca reis lakaplı) aday olduğu kongrede ipi göğüsler ve Adalet Partisinin başına ( Demokrat Partinin devamı olan parti) Genel Başkan olur.

 

Gerçekten de ' MASON' olmadığına dair belge almamış olsa idi yine de Adalet Partisinin başına Genel Başkan olur muydu, orası benim bilgimi aşan bir konu. Ancak hiç unutmam 90 yıllarda yayınlanan ' GÖLGE ADAM" Gazetesi, Sayın Demirel'in ' MASON' olmadığına dair, mason Derneği'nden ya da locasından aldığı belgenin 'SAHTE' olduğunu yazdı. O yıllar bu habere tekzip yapılmadığını hatırlıyorum.

 

Bizim de Üniversite'de öğrenci olduğumuz 1993 yıllarında, İstanbul Siyasal Bilgiler Fakültesi'nde öğrencilerle Sayın Demirel'in sohbeti esnasında, bir öğrencinin " TEK BİR KELİME İLE CEVAPLAMANIZI İSTİYORUM, EVET YA DA HAYIR, MASON MUSUNUZ DEĞİL MİSİNİZ" sorusuna, Sayın Demirel " hem bana soru soruyorsunuz hem de tek kelime ile cevap istiyorsunuz"karşılığını verip, Devamında da " BENİM MASON OLUP OLMAMAM TÜRKIYE 'DE NEYİ DEĞİŞTİRECEK" cevabını vermiştir.

 

Eğer ben de o toplantı da olsa idim, " ama Sayın Demirel Mason olmadığınıza dair belge alarak Adalet Partisinin başına geçtiniz, demek ki bu ülkede mason olup olmamak hele hele sizin gibi kritik noktalardaki insanlar için önemli, eğer mason olmadığınıza dair belgeyi alamamış olsaydınız, bel ki de sizin yerinizde bir başkası olacaktı şimdi" derdim.

 

Gerçekten de neden Sayın Demirel 'mason olmadığına dair belge" aldı? Eğer o belgeyi almasa idi Adalet Partisinin Genel Başkanlığına seçilir mi idi, oralar bize karanlık.

 

40 - 50 yıllık siyasi bir hayatı küçümsememek lazım. Bir ülkenin kaderi ile alakalı bir husus. Demirel olmasa idi ne olurdu sorusuna siyasi tarihçiler cevap versi ama, herhalde bir Demirel benzerini hakim zihniyet bulurdu diye düşünüyorum.

 

Hayırla hatırlanacak 1965 ve 1971 arası hariç, koca bir ülke için siyasi hayatını demagoji ustalığı yaparak harcadı. Hem kendisine hem de bu ülkeye yazık etti.

 

Adalet Partisi'nin 1969 yılında yapılan kongresinde, mütedeyyin insanları ve Muhafazakarları Adalet Partisinden bilinçli ya da bilinçsiz tasviye ederek, Adalet Partisi'nin sonunu hazırladı. Nitekim o tasviyeden sonra da hiçbir zaman Adalet Partisi tek başına iktidar olamadı.

 

Sayın Demirel'in,Adalet Partisi'nden mütedeyyin ve muhafazakar insanları tasfiyesi , Rahmetli Erbakan'ın Nizam Partisini ve Rahmetli Türkeş'in Milliyetçi Hareket Partisini doğurdu. O zaman ki adı Milliyetçi Çalışma Partisi mi idi?

 

Sağın parçalanması da, arkasında 1970 ile 1980 li yıllar arasındaki Fetret Dönemi'ni meydana getirdi.

 

Türkiye'nin Adalet Partili 1965 ile 1971 yılları arasındaki ortalama %7 lik büyüme hızından sonra uzunca bir fetret Dönemi'ne girmesi, birilerinin Adalet Partisine bir operasyon düzenlediği ve 1969 yılındaki Adalet Partisi'nin kongresinde bilinçli olarak mütedeyyin ve muhafazakar kesimin tasfiye ettirildiği izlemi veriyor.

 

Şahsi kanaatimce Sayın Demirel'in bu ülke ile ilgili oynadığı iki kritik devre vardır ki yaptıkları ile bu ülkeye büyük bir ayak bağı olmuştur. Bunlardan birincisi şahsi ihtiraslarından dolayı Rahmetli Özal'a hep mesafeli durmuş ve hatta ANAP'ı kurmak için kendisinden icazet almak istediğinde bu icazeti vermemiştir.

 

Siyasi yasağının kalkması ile birlikte ' ZAMAN TÜNELİNDE' kalmış Sayın Demirel ve kendini hiç yenilememiş Demirel, eski alışkanlıklarını yine meydanlara dökerek, ' BENİM İŞÇİM, BENİM KÖYLÜM' muhabbetiyle ve duygu sömürüsüyle aslında ' BİR BİLEN DEĞİL, BİR BÖLEN' olmuştur.

 

Rahmetli ÖZAL, kardeşi Korkut ÖZAL'ın da dediği gibi 1983 ile 1987 yılları arasında tam bir ' DEVLET ADAMI' idi. Ülke gerçekleri ne ise ona göre ekonomik ve Sosyal politikalar geliştiriyordu. Ancak bir 'DEMOGOJİ' ustası ve laf cambazı Sayın Demirel, meydanlara inmiş ve meydanları inletiyordu.

 

Rahmetli Özal, Demirel'in tahripkar muhalefeti nedeniyle oy kaygısına düşmüş ve siyasi kararlar almaya başlamıştı. Arkasından da diğer unsurlar eklenince çözülmeler başlamıştı.

 

Sayın Demirel'in, "ONLAR BİR VERİRSE BEN BEŞ VERECEĞİM" sorumsuzluğu ve bir ' Devlet Adamına yakışmayan" ÇAYIR AĞASI" ( Gerçi Çayır Ağaları 7 Haziran 2015 Seçimde de Vardı) modundaki vaatleri ülkeyi bir çıkmaza götüreceği aşikardı.

 

Türkiye ekonomisi için bir intihar olan ' ERKEN EMEKLİLİK' Yasası'nı çıkarıp 38-40 Yaşında en verimli çağında insanları emekli etmesi affedilir bir davranış değildi.

 

Sayın Demirel'in, erken emeklilik yasasının Türkiye'ye maliyetinin 800 milyar dolar civarında olduğu söylenir ki, bu rakam Başlı başına ülke ekonomisinin felç olması için yeter ve artar bile. Ancak her nedense bu durum pek gündeme gelmez bu ülkede.

 

Evet kendisi Rahmetli Özalı kıskanıyordu. Yine Rahmetli Özal'ın deyimi ile, Sayın Demirel, Rahmetli Özalı hala 'MÜSTEŞARI' gibi görüyordu. Rahmetli Özal DÜNYAYI iyi tanıyor ve ona göre vaatlerde bulunuyordu. Çağ atlamak tabiri ona aitti. Demirel'in ise artık bu ülke Halkı'na ve gençliğine söyleyebileceği yeni hiçbir şey olmadığı gibi, Ufuk açıcı hiçbir cümlesi yoktu. ZAMAN TÜNELİ İLE ZİNCİRBOZAN ARASINA SIKIŞIP KALMIŞTI. Ve sonunda güya bir zamanlar mücadele ettiği zinde güçlere teslim bayrağını çekivermişti ya da artık onlarla beraberdi 28 Şubat'ta .

 

Sayın Demirel'in Özal karşısında duyduğu ezikliğe kişisel hırs ve intikamı da eklenince ortada gözleri kararan bir siyasetçi vardı. Ne de olsa Milletin babası idi ve eli bol olmalıydı!

 

Özal'ın altında başbakanlık yapmayı hiç gururuna yediremedi. İki de bir " ÇANKAYANIN ŞİŞMANINI" indireceğiz diyordu. Sanki kendisi filinta gibi delikanlı idi.

 

Yeri geldi " BİR ELİNDE KUR'AN, GÖĞSÜNDE İMAN" sloganları ile mütedeyyin kesimleri elinde tuttu. Yeri geldi " Tetik çeken ile tespih çeken, bir olmaz" dedi. Yeri geldi " SAĞCILAR BANA CİNAYET İŞLİYOR DEDİRTEMEZSİNİZ" dedi.

 

Yeri geldi " BAŞÖRTÜLÜLER ARABİSTANA GİTSİN, KURANIN ŞU KADAR AYETINİN GÜNÜMÜZDE UYGULANMA " şansı yok gibi akla ziyan sözler sarfetti.

 

Bizim de sorma hakkımız yok mu? Hangi DEMİREL? Demirel kadar kitleler ve bazı cemiyet ve cemaatlerle vakti zamanında muazzam gönül bağı kurmuş birinin, an gelip bu gönül bağı kurduğu kitleleri o derece " HAYAL KIRIKLIĞINA UĞTARAN" bir lider az bulunur.

 

28 Şubat'ın baş aktörlerindendi. Hayatı boyunca milleti adına hiç risk almadı. Sıkışınca şapkayı Alıp kaçma yolunu denedi. Kendi adına ve ihtirasları için ise o kadar riskler aldı ki! Peki değer miydi?

 

Ak Partiye de hep mesafeli durdu. Yaşı müsait olsa meydanlara çıkıp mücadele edecekti.

 

Millete " BEN SİZİN BABANIZIM" diyen Sayın DEMİREL, zamanla devlete, " BEN SİZİN BABANIZIM" demeye başladı.Seksen sonrası özellikle 1990 yıllarda başlayan müthiş bir dönüşümdü. MİLLETİN BABALIĞINDAN, DEVLETİN BABALIĞINA ATLAYAN DEMİREL.

 

Demirel değişti miydi acaba? Aslında bize göre değişmedi, sadece olması gereken çizgiye geldi. Seksen öncesi, daha sonra sattığı kesimlere ihtiyaç vardı, seksen sonrası ise zinde güçlere.

 

Güya ömrünü tükettiği sağ sol kavgasından ve sağcılar bana adam öldürüyor dedirtemezsiniz söyleminden, 'türbanlılar Arabistan'a gitsin' söylemine geçmek kolay değildi.

 

Artık ihtiyacı kalmadığı kesimleri gözünü kırpmadan satmakta bir beis görmedi. Yine ihtirasları uğruna bir ömür mücadele ettiği solcularla kuzu sarması oldu ve KOOLİSYON kurmaktan çekinmedi. Hal bu ki, ülke için en kritik zamanlarda bile ve barışa en ihtiyaç duyulan anlarda Ecevit'in elini sıkmaktan imtina etti.

 

Her fani gibi, o da bu Dünya'dan göçüp gitti. Rahmetli Özal'ı ebediyete millet uğurladı ve mahşeri kalabalıkla. Cenazesinde ben de vardım. İstanbul eşine az rastlanır kalabalıkla Özalı uğurladı.

 

Gazetelere baktım şöyle bir, Demireli Ankara'da babası olduğu Devlet uğurladı memleketine. Bir zamanlar babası olduğu millet ne Ankara'da ne de İsparta da yanında yoktu yeterince.

 

Demem o ki, bu Dünya'dan baba da göçüp gitti yanında çocukları yokken. Bakalım göreceğiz baba mı çocuklarını kandırdı yoksa çocuklar mı Baba'yı kandırdı? Kim kimi terketti ya da sattı artık tarih vakti zamanı gelince hükmünü verecektir.

 

Eğer rahmetli N. Fazıl Kısakürek yaşasaydı, Demirel'in özellikle 1990 yıllar sonrası savrulmasına ve Arabistan'ın yolunu göstermesine hiç şaşırmazdı. Neden mi? O halde yazımızı rahmetli Necip Fazıl KISAKÜREK'in Süleyman Demirel için yazdığı 'SÜLEYMANNAME' isimli şiirden alıntı yaparak bitirelim ve neden şaşırmayacağını da öğrenmiş olalım:

 

SÜLEYMANNAME

 

Sen gül diyarının yapma gülüsün!

Aynı yapmacıkla çoban sülüsün!

Yoktur izlediğin bir dava yolu;

Bir bu yan, bir şu yan, büküntülüsün!

Türk'e zıt sermaye merkezlerinden,

Bir zigzaklı yolda hep, güdülüsün!

Milli yekparelik gelmez işine;

Bu Yüzden parçalı, bölüntülüsün

Ve devlete mason biraderlerin

Tam da maslahata denk ödülüsün!

Ne sır sendeki bedava oluş!

Problemler içinde en müşkülüsün!

Fikir dağlar boyu kocaman kitap;

Sen de o kitabın bir virgülüsün!

Böyleyken ustasın gözbağıcılıkta;

Cüceler sirkinin baş herkülüsün!

... ... ...

Kuzum, senin neren Anadolludur?

Türk'e Amerikan püskürtülüsün!

Farkın şu ki, eski başbakanlardan,

Sen o belaların son püskülüsün! ( Şiir 1971)

 

Evet, bazı bölümlerini aldığımız bu şiir 1971 yılında yazılmıştır. Ne kadar erken bir teşhis değil mi?

 

Sağlıcakla kalın değerli okurlar.

 

 

Av. Ramazan YILDIRIM




Yazdır

Word'e Aktar

Yorum Ekle Tavsiye
 
1 2 3 4 5   Bu Yazıya Toplam 15 Puan Verildi
 Kaynak :  Ramazan Yıldırım

 Kategori  GÜNCEL

3006 Kişi Tarafından Okundu.

Yorum ( 0 )   

Kayıtlı Yorum Bulunmuyor.

 

 Bu Yazara Ait Diğer Yazılar

ÜLKEYİ GEREN BİR CUMHURBAŞKANI: TAYYİP ERDOĞAN

 21.07.2015

AK PARTİ'DE LİDER SORUNU MU VAR , BİR YAZARA REDDİYE

 5.07.2015

MİLLETİN BABALIĞINDAN DEVLETIN BABALIĞINA!

 22.06.2015

KANTARIN TOPUZU!

 10.06.2015

İKTİDAR VE BASIN KAVGASI, PEKİ KİM HAKLI?

 3.06.2015

KAVGANIN TARAFLARI KİM? BASIN KAÇINCI KUVVET?

 25.05.2015

SONLARI MENDERES GİBİ OLACAK!

 17.05.2015

TABİAT KENDİNİ YENİLEDİ YA İNSANLIK?

 5.05.2015

BİR YAZAR OLARAK, AK PARTİDEKİ GELİŞMELERİ NASIL DEĞERLENDİRMELİYİZ?

 28.04.2015

KARANLIK BİR TÜNELE AÇILAN KAPI, 17 NİSAN 1993!

 21.04.2015

EVET, BEN DE ORADAYDIM!

 31.03.2015

DÜNYANIN EN BÜYÜK MEZBAHASINDAYIM

 13.03.2015

AK PARTİ' DE TEMAYÜL YOKLAMASINI NASIL DEĞERLENDİRMELİYİZ?

 5.03.2015

NİÇİN YAZDIM VE NİÇİN BIRAKIYORUM?

 17.02.2015

AK PARTİ MUĞLA' DA KİM VEKİL OLMALI YA DA NASIL BİR VEKİL?

 10.02.2015

 
 
 

 

 Reklam

 Duyuru

 Reklam

 Köşe Yazıları

Ramazan Yıldırım

Ramazan Yıldırım ¬
ÜLKEYİ GEREN BİR CUMHURBAŞKANI: TAYYİP ERDOĞAN

Asım Cezayirlioğlu

Asım Cezayirlioğlu ¬
TÜRKİYE'DE "KUTUPLAŞMA"

Mehmet Uçar

Mehmet Uçar ¬
SURİYE SINIRIMIZDA NE Mİ OLUYOR?

Mesut Koç

Mesut Koç ¬
TERÖR VE BÖLGENİN AKIBETİ
 
 Reklam

 Ziyaretçi İstatistikleri
   
 Online : 14
 Bugün : 1043
 Dün : 706
 Toplam : 2072213
 Ip No : 3.21.247.95
     

 Reklam

 Reklam

 Takvim

Aralık 2024

Pts Sal Çrş Prş Cum Cts Pzr
1 2 3 4 5 6 7
8 9 10 11 12 13 14
15 16 17 18 19 20 21
22 23 24 25 26 27 28
29 30 31
 

 Reklam

 
 Reklam

 Reklam

 Reklam

 Reklam

 Reklam

 Reklam

 Reklam

 Reklam

 Reklam

 Reklam






RESMİ İLAN |SİYASET |EĞİTİM |GÜNCEL |ASAYİŞ |TURİZM |KÜLTÜR-SANAT |SAĞLIK |EKONOMİ |SPOR | Gizlilik Politikası


 

   © Copyright - 2012- Fethiye Haber Merkezi - ANASAYFA - Tüm Hakları Saklıdır. 


Bu sitede

Çilem.Net Haber Yazılımı kullanılmaktadır.