TEKLİF YAZILARI / MEHMET
UÇAR
(mehmetucarcem@hotmail.com)
AİLEYE KUMPAS
Geçenlerde mevcut iktidara çok yakın bir haber kanalında Eski İçişleri Bakanı ve MHP Milletvekili Sayın Meral AKŞENER'e yönelik
kabul edilemez, gayri ahlaki ve şantaj içeren açıklamaları duyunca şahsen
olayın kişisel boyutunun ötesinde aile yapımızın merkezine dönük yaşamsal bir
bombalamayla irkildiğimi ifade etmeliyim. Kuşkusuz hadisenin mağduruna ait
kısmı da hafife alınamaz, affedilemez ve zaten hukuka intikal etmiş durumda. Biz
bu yazımızda hedef alınan Türk ailesinin hali pürmelâlini ve TÜİK rakamları
üzerinden gelinen acı noktayı mercek altına alarak beraberinde çözüm önerilerimizi
sunacağız.
Türkiye İstatistik Kurumu 2014 yılı evlenme istatistiklerine göz attığımızda
geride bıraktığımız yılda, evliliklerde önemli bir değişiklik gözlemlenmezken boşanmaların
yüzde 4.5 arttığını görüyoruz. Evlenen çift sayısı bir önceki yıla göre
yüzde 0.1 azalarak 599 bin 704 olmuş durumda. Kaba evlenme hızının en yüksek
olduğu ilk il, binde 10.78 ile Kilis, ikincisi ise binde 9.97 ile Adıyaman ve
onu binde 9.65 ile Van izliyor. Sırasıyla kaba evlenme hızının en düşük olduğu
iller ise 5.93 ile Çanakkale, 6.10 ile Gümüşhane ve 6.14 ile Kastamonu.
Ortalama ilk evlenme yaşı erkeklerde 26.9, kadınlarda ise 23.7 şeklinde. Erkek
ile kadın arasındaki ilk evlenme yaş farkı ise 3.2 olarak gerçekleşmiş
vaziyette.
Şimdi de 2014 yılı
boşanma rakamlarına bakalım. Kaba
boşanma hızının en yüksek olduğu il binde 2.87 ile Antalya, ikincisi binde 2.72
ile İzmir ve onu binde 2.53 ile ilimiz Muğla takip ediyor. Kaba boşanma
hızının en düşük olduğu iller ise binde 0.11 ile Hakkâri, binde 0.21 ile Şırnak
ve binde 0.22 ile Bitlis biçiminde sıralanmış. 2014 yılındaki boşanmaların
yüzde 39'u evliliğin ilk 5 yılında, yüzde 21.8'i ise evliliğin 6. ve 10.
yılları arasında meydana gelmiş. Görüldüğü
gibi ilk on yıl en riskli dönemi oluşturuyor.
Değerli okurlarım,
rakamlar böyle diyor ve biz bugün ülkemizi dahası ilimizi yakından ilgilendiren
ciddi bir tehditle/meseleyle karşı karşıyayız. Toplumun en küçük birimi ailedir ve aile kurumu sağlam olan devletler
geleceğe güvenle bakarken bu en hayati hücresinde virüs barındıran milletlerse
hemen değilse bile uzak sayılamayacak bir gelecekte bedelini çok ağır
ödeyecekleri önemli bir sorunla burun burunadır. O yüzden toplumu
güçlendirmenin yolu, aileyi, o kutlu yolculuğunda yaşayabileceği çeşitli
fırtınalardan korumakla mümkündür. Her boşanma neticesinde bir aile daha
dağıldığında denilebilir ki toplumu ayakta tutan bir katman daha çökmektedir ve
binanın hepten yıkılma ihtimali artmaktadır.
Dinimizin Allah'ın en
hoşnut olmadığı, adeta yerin göğün çatırdadığı bir izin tarzında vasıf ettiği
boşanmaların en büyük etkisini hiç şüphesiz çocuklar yaşamaktadır. Ülkemizin farklı bölge ve illerinde görev
yapmış yirmi yıllık bir eğitimci olarak itiraf etmeliyim ki sorunlarını
gidermede en başarısız olduğum öğrenci kesimi ya çok yönlü ailevi sorunları
olan yahut da ebeveynleri ayrılmış öğrencilerden oluşmaktadır. Elbette
yürümeyen bir evliliğin zorlamayla nereye kadar götürülebileceği bir muamma
iken her boşanma hadisesi de çözüm müdür sorusu, üzerinde derinlikli
düşünülmesi gereken bir vakıadır.
Özgürlüğün adeta başıboşluk
ve sınırsızlık gibi algılandığı bir zamanda bir de ekonomik külfet boyutu eklendiğinde
günümüzün yükselen tercihlerinden olan evlenmeme seçeneği, toplumun istikbali
bakımından ölümcül bir tehdit oluşturmaktadır. Ufak bir sorunla
karşılaşıldığında meseleyi akil insanlar eliyle çözerek aileyi korumak ve
sağlamlaştırmak varken boşanma ilk seçenek haline gelmişse, artık esaslı bir
endişeyi bünyemizde barındırıyoruz demektir. Oysa yapılan geçimi temin için
köprüler kurmak yerine ayrılmanın çabucak gerçekleşmesi için avukata müracaat
etmek istikametinde. Bireylerin boşanma
hakkı ve özgürlüğü, aileye kurulan bir kumpastır ve zamanla toplumun çürümesine
zemin hazırlayabilir.
Bu çerçevede biraz da
ailenin ve dolayısıyla toplumun kavileştirilmesine dair bazı öneriler sunmak
istiyorum. Evvela evlilik müessesesinin faydaları her daim gençlere anlatılmalı
ve evlilik özendirilmelidir. Ardından çiftlere sağlıklı bir aile kurma, fedakârlıkta
bulunma, anlaşma yöntemleri bulma ve sorunlarla baş etme eğitimleri
verilmelidir. Tez elden ailenin güçlendirilmesi için mali krizlerin aileyi ve fertlerini
yutmasına engel olacak türden destekler sunulmalıdır. Taraflar, karşılaşılan
ilk krizde boşanmanın bir çözüm olmadığına ikna edilmelidir. Topluma model aileler üzerinden sıcak
mesajlar verilmelidir.
Bir teklif de 7 Haziran 2015 genel seçimleri sonrasına: Hangi
parti/partiler iktidara gelirse gelsin, başarılı bir siyasetçi olduğu kadar iyi
bir aile mensubu da olan Meral AKŞENER Hanımefendi'yi
Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı'na getirerek onun şahsında aileyi, Türk Milleti'nin
en önemli kurumu olarak gördüğünü ve ona yönelik tehditler karşısında siyasi
farklılıkları bir kenara bırakabileceği mesajını/jestini halka göstermelidir. Unutmamalı
aile, toplumun çekirdeğidir; ona yapılan yatırım, milletin geleceğinedir.