İl olmak ya
da olmamak, işte bütün mesele bu! Bütün mesele bu mudur acaba? İlçemizde
yürütülen “Fethiye İl Olsun” kampanyası üzerine bir şeyler söylemeyi
düşünmüyordum aslında. Daha önce kamuoyuna yansıyan, yansımayan ya da
yansıtılmayan versiyonlarına şahit olduğumuz hareketin (harekete geçenlerin
ifadesi) doğrultusunda ya da karşısında taraf olmak yerine tartışılabilir
nitelikte bir değerlendirme yapmak Fethiye adına daha yararlı olacaktır diye
düşünüyorum. Öncelikle belirteyim; Fethiye’nin
il olmasını istemek başka bir şey, Fethiye’nin il olabilmesi başka bir şeydir.
Önceki yıllarda yazılarımda ara ara değinmiştim. “İl olmak istiyoruz.” Bu
birinci cümle. “İl olmak için kısa, orta ve uzun vadede ilçe olarak şunları
yaptık” diye başlayan devamı ikinci cümle yok.
Kampanyayı
duyduğum ilk gün “x sayıda sivil toplum kuruluşu destek veriyor” ifadesine
istinaden, bulunduğum ortamdaki iki sivil toplum kuruluşu başkanına sordum.
“Haberimiz yok, gelen giden bilgi veren olmadı” dediler. Hatta başkanın birisi
“Biz eyalet olmak istiyoruz” şeklinde il bizi kesmez anlamına gelen latife ile
karışık cevap verdi. Evet, sadece sloganik düzeyde kalacaksa bu konu, o zaman
tek bir cümleyle yazıyı sonlandırabiliriz. İlk zamanlardaki tepkim; “Dam
başında saksağan, vur beline kazmayı!” Devam edecek isek sorular soralım:
1.
Fethiye’nin il olması ile ilgili bugüne kadar hangi düzeyde hangi
çalışmalar yapılmıştır? (Akademik, yarı akademik ya da normal)
2.
Önderliğinde alevlendiği ifade edilen Fethiye Belediyesinin meclisi bu konuyu tüm üyelerinin katılımı ile
resmi, gayri resmi kaç kez müzakere etmiştir? Ortak imza altına alınabilmiş bir
bildiri metni var mıdır?
3.
Siyasi partilerin ilçe başkan ve yönetim kurullarının katılımı ile
ortak bir strateji belirleme çalışması yapılmış mıdır? Burada ortaya konan
tespitler kamuoyu ile paylaşılmış mıdır?
4.
Fethiye Belediyesi son yirmi yıla yakın belediye hizmet binası
başta olmak üzere hangi planlamayı “il olacak bir ilçe” kurgusu ile yapmıştır?
5.
Bu başlık altında (Fethiye neden il olmalı?) bugüne kadar kaç
sivil toplum örgütü kaç toplantı, panel, forum vb. yapmıştır? Ya da yönetim
kurulunda bu konuyu tartışmıştır?
6.
Kaç kurum ya da sivil toplum kuruluşu bu konuda broşür, bülten,
kitap vb. yayınlamış ve dağıtmıştır?
7.
Büyükşehir süreci Muğla’yı da kapsayacak şekilde 2011 yılında
gündeme gelmiş ve 2012 yılı sonunda yasalaşmış iken, bu süreçte neden hiç
gündeme getirilmemiş, bu konuda TBMM’de verilen kanun tekliflerine destek
çıkılmamıştır?
8.
2015 yılı başında güçlü bir şekilde gündeme getirilip kamuoyu
desteği(!) sağlanan bir konuda, büyükşehir ve ilçe belediyelerin yetki
sorumluluk durumu belli iken neden bu dönemlerde bu konu seslendirilmemiştir?
9.
Fethiye Belediyesi çevre yolu yapıldığı tarihten bu yana şehir
merkezinin çevre yoluna bağlayacak, bir ile yakışır hangi yol çalışmalarını en
azından kendi sınırları içinde yapmıştır?
10.
Merkezi yönetimin hangi gerekçelerle il yapıp yapmadığı ve bu
konudaki tasarrufu net olarak ortada iken böyle bir kamuoyu çalışmasını (x
sayıda sivil toplum desteği var denilirken) belediye çalışanlarına yaptırmak ne
kadar doğrudur?
11.
Halen mevcut nüfusuyla bile yoğun trafik ve buna bağlı sorunlar
yaşayan Fethiye’nin, bağlanacak ilçelerin nüfusuna nasıl hizmet vereceği
düşünülmüş müdür? Valilik binası vb. yeri planlanmış mıdır?
12.
Kanunla kurulan büyükşehir belediyesinin ve ilgili kurumlarının
devir, teslim tasfiye işlemleri bitmeden (yolların yetki konusu daha geçtiğimiz
hafta çözümlendi) yeni bir hukuki sürecin boyutu hiç dikkate alınmış mıdır?