AK PARTİ' DE TEMAYÜL YOKLAMASINI NASIL DEĞERLENDİRMELİYİZ?
Değerli okurlar, bu köşede en son yayınlanan yazımın başlığı, ' niçin yazdım ve niçin bırakıyorum' şeklinde idi. Yazımın başlığına takılan bazı dost ve arkadaşlarımız, okurlarımız yazmayı bıraktığımı zannederek gerek şahsıma ve gerekse bizi tanıyanlara " NİÇİN YAZMAYI BIRAKTIĞIMI?" merak edip sormuşlardır.
En son yazımın başlığı her ne kadar yazı yazmayı bıraktığıma dair bir anlamaya sebebiyet verecek şeklinde ise de , o yazım sonuna kadar dikkatlice okunduğunda aslında " yazı yazmayı bırakmadığımı, sadece yazılarımın içeriği ve konusunun şimdilik değişik olacağını " ifade etmiştim. Yani ben aslında bu köşede yazı yazmayı bırakmadım, sadece yazının içeriği konusunda değişikliğe gitmeye karar verdim.
Değerli okurlar, en son yayınlanan yazıma kadar yazdığım yazılarımı sade bir vatandaş ve aynı zamanda sade bir Ak Partili üye olarak yazmıştım. Bu yazımı ise aynı zaman da üyesi olduğum ve geçmişinde çeşitli kademelerinde görev yaptığım ve en önemlisi de Disiplin Kurulunda görev aldığım Partimin Milletvekili aday adayı olarak yazıyorum.
"Neden aday adayı olduğum sorusuna"bir başka yazımda değineceğim. Bu yazımın konusu , geçen hafta 1 Mart Pazar günü yapılan temayülle ilgili olacak.
Milletvekillerini belirleme sürecinde Temayül, Ak Parti'nin milletvekillerini belirlemede kullandığı yöntemlerden bir tanesidir. Bu yöntem aslında doğru kullanıldığında teşkilatların nabızlarını ve eğilimlerini tutmada son derece etkili bir yöntemdir; diye düşünüyorum.
Ak Partinin aday belirlemedeki diğer yöntemleri ise, sivil toplum kuruluşları ve kanaat önderlerinin fikirleri ile halk arasında yapılan anketlerdir.
Aslında Ak Parti'nin yukarıda saydığımız aday belirleme yöntemleri son derece stratejik ve siyasette doğru olan yöntemlerdir;yeter ki doğru ve amacına uygun bir şekilde kullanılsın.
Genel olarak, özellikle siyasete dair iddiası olan her siyasi partilerin teşkilatları kendilerinin adam yerine konmasını isterler. Adam yerine konmanın biricik şartı da, partilerin üst düzey organlarında alınan karar ve uygulamaların, politikaların tabanın ve teşkilatların görüşlerinin de alınarak belirlenmesidir. Parti teşkilatları ve taban hep bu beklenti içinde olmuşlardır ki beklenti de son derece doğal ve yerinde beklentidir.
Ak Parti teşkilatlarının, Genel Merkezin kendilerinin de fikir ve düşüncelerine önem vermesi , yani Genel Merkez tarafından önemsenmeleri ile ilgili beklentileri gayet doğal ve teşkilatların da varolma sebeplerine uygun bir beklentidir. Esas sorun şudur: Acaba teşkilatlar Genel Merkezin beklentileri doğrultusunda, Genel Merkeze, sağlıklı bir sonuca varabilmesi yönünde ışık tutucu bir tablo sunabildiler mi ya da sunabiliyorlar mı?
Geçmiş dönemlerde özellikle ANAP ve DYP'nin çürüme dönemlerinde partilerin genel merkezlerince yapılan önseçim ve temayüller, adeta delege avcılığı yöntemine dönüşmüş, en çok parası olan ve delegelere ve yönetimlere en iyi taltif ve ağırlama yapanların ön sıralardan yer kaptığı dönemler yaşanmıştır.
Geçtiğimiz Pazar günü, yani 1 Mart 2015 tarihinde Ak Parti temayül yoklaması yaptı, bütün İl merkezlerinde oluşturulan sandıklarla. Temayül öncesi aday adayları, İlçe danışma toplantıları adı altında düzenlenen aday tanıtım toplantılarında kendilerini teşkilatlara takdim ettiler. Aslında iyi de oldu, zira teşkilatlar aday adaylarını daha yakından tanıma fırsatı buldu.
Biz öyle ümit ediyoruz ki, temayülde Ak Parti Teşkilatları oy verirken son derece rasyonel ve objektif davranarak oy vermişlerdir. Adayın geçmişi, teşkilatlarla bağı, Ak Parti davasına sadakat ve inancı gibi kriterlere dikkat etmişlerdir.
Ak Parti davasına inanmış hiç bir teşkilat mensubu ayak oyunları içinde olmamıştır. Hatıra binaen oy vermemiştir. Madem ki Genel Merkez tarafından önemsenmelerini, fikirlerinin sorulmasını istiyor teşkilatlar, o halde genel merkeze ışık tutacak bir sonucun çıkması için de gereğini yapmışlardır, temayülde. Kısaca Ak Parti davasına yakışır bir şekilde temayülde oy kullanıldığını umut ediyoruz.
Teşkilatların, hem adam yerine konmalarını isteyip hem de temayülde genel merkeze yanlış bir ışık tutacak bir sonucun oluşmasına sebebiyet vermeleri, genel merkezin temayül yoklamalarına itibar etmemesi sonucunu doğurur.
Biz, temayül yoklamalarında oy kullanan teşkilatların genel merkeze sağlıklı bir veri sunacak şekilde hareket etmeleri durumunda, önündeki dönemlerde temayüllerin daha da önem arzedeceğini, Genel Merkezin temayüllere önem vereceğini düşünüyoruz.
Temayüllerin birilerinin güdümünde ve ayak oyunlarıyla dolu bir seçime dönüşmesi halinde ise, temayüller Genel Merkezin, teşkilatların gazını aldığı bir yoklama şeklinde algılanacaktır diye düşünüyorum.
Bu temayüllerde olduğu gibi, bundan sonraki temayüllerde de Ak Parti teşkilatlarına çok büyük görevler düşmektedir. Gerçekten önemsenmek gibi bir dertleri varsa, (siyasette varolma sebebi de önensenmektir) Genel Merkezin aday belirlemede alacağı kararlara ışık tutacak şekilde oy kullanmaları gerektiğini düşünüyoruz.
Sonuç olarak biz, temayül yoklamasında oy kullanan Ak Partililerin son derece objektif bir şekilde oy kullandıklarını, duygusal davranmadıklarını, adayları son derece objektif bir değerlendirmeye tabi tutarak oy verdiklerini düşünüyoruz. Aksi davranışlar teşkilatlara olan güveni zedeleyeceği gibi, teşkilatların biz önemsenmek istiyoruz fikrine de aykırı düşer.
Şimdilik bizden bu kadar. Önümüzdeki haftaki yazımızın konusu ise, " NEDEN M. VEKİLİ ADAY ADAYI OLDUM?"
Sevgi ve Muhabbetle kalın.