Hepimizi
derinden sarsan bir olay yaşandı Mersin’de. Televizyonlar ve
gazetelerde başta olmak üzere bütün medya organları veriyor. Muhtemelen
bir süre daha vermeye devam edecekler Özgecan Aslan isimli genç kızın
katledilişini. Bir ilk değil bu genç kızın başına gelenler. Keşke son
olsa! Genç kıza Allah’tan rahmet kederli ailesine sabır dilemekten başka
elimizden bir şey gelmiyor. Olayı duyduktan sonra sizi bilmem ama ben
medyanın gösterdiği gibi düşünmedim. Bu ve her gün onlarca benzerlerini
gazetelerin 3. sayfalarında okuduğumuz vahşeti yapanların sahip olduğu
zihniyeti düşündüm. Nasıl bu hale gelebildiler diye. Ya da
getirilebildiler diye. Elbette tek bir sebep yoktur bu tür sonuçlarda.
Ama ana etken; 28 Şubat sonrası 1997 yılında Mesut Yılmaz döneminde
çıkarılan 8 yıllık kesintisiz eğitimdir. Nitekim vahşeti
gerçekleştirenler 8 yıllık kesintisiz eğitimden geçenlerden.
Bu üzücü olaya sadece cinsiyet penceresinde bakmak yanlış ve tehlikelidir. Önceki yanlışların devamı olur. İnsan hayatına kast etmenin kadını erkeği olmaz.
Mağdurun erkek ya da kadın olmasının fark etmediği gibi. İnsanları
etkileyen unsurların başında yetiştiği eğitim sistemi gelir. Nesillere
eğitim ile yön verilir. 8 yıllık kesintisiz eğitimin uygulanmaya
başladığı döneme kadar 5 yıllık ilkokuldan sonrası zorunlu değildi.
Ailesinin kanaati, okulun değerlendirmesi ve çevresel etkilerle, isteyen
dağa çıkıp çoban, isteyen çocuk gemiye geçip tayfa, isteyen çocukta
sanayi de çırak olabiliyordu. Eğitim öğretim açısından umut vaat
edenleri öğretmenler zaten bırakmıyordu. Çoban, kaptan ya da çekirdekten
usta olma fırsatı vardı. Okula sadece hedefi olanlar devam ettiği için
disiplin sorunları da bu denli yaşanmıyor ve sınıflarda öğretim
aksamıyordu.
8
yıllık kesintisiz eğitim ile birlikte herkese ortaokul bitirme
mecburiyeti getirildi. Çocuğun durumu, yeteneği ve özel koşulları
dikkate alınmadı. Aynı sınıfta 3 yıl daha devam edecekti. Çocuk hedefsiz
olunca sıkılmaya bunalmaya ve sınıftaki ders akışını bozmaya başladı.
Okumak için sınıflara gelenleri de olumsuz etkiledi. Eğitim öğretim
ilkokul ve ortaokul aynı okul binasında bu zoraki sistem ile iyice alt
üst oldu. İlköğretimden mezun olanlar lise eğitimi yeterliliği olsun
olmasın liselere kaydoldular. İlköğretimde sınıfta kalma olmadığı için
bitirebilenler bile soluğu liselerde aldı. Ayırıcı bir sistemin olmayışı
liselerin ilk yıllarını da felç etti. Lisede tutunamayanlar zaten ara
elemen ihtiyacı olan sanayilere geçti. Oralarda da belli bir yaşın
sonrasında meslek öğrenmenin zorluğu ile karşı karşıya kaldılar. Usta
çırak ilişkisi kurulamadı. Kavgalar ve geçimsizlik eksik olmadı. Aileden
gelen meslek bulamadın baskısı da eklenince, bu dönem gençleri farklı
farklı arayışlara girdiler. Ahlak ve maneviyat boyutu olmadan yürütülen
eğitim sistemi buna müsaitti zaten. Bir kuşak bu saçma sapan kesintisiz eğitim zorlaması yüzünden heba oldu. Bu toplumu da doğrudan etkiledi tabi ki. Suç oranları ve bahis oyunları ülkede patlama yaptı.
Bakmayın
siz timsah gözyaşları döken çoğu medya baronlarına. Onlar kullanır ve
kullanılırlar. Olan bu memleketin masum ve temiz evlatlarına olur.
Haftaya güzel konularla buluşabilmek umuduyla sağlıklı, huzurlu ve mutlu
kalın, hoşcakalın.