Zaman
değişir, mekân değişir. Saatler, günler, haftalar, aylar, yıllar değişir.
Görüşler değişir, insan değişir. Değişmeyen bir şey var mı derseniz, “var”
derim. İnsanın taşıdığı hatıraların tazeliği değişmez. Her daim canlıdır
zihinlerde. Açılınca lafı, geliverir akla peşi sıra. Bizimkisi de o hesaptan
bugün. Fethiye Endüstri Meslek Lisesinde öğrenciliğimiz döneminde diğer
bölümlerde olduğu gibi biz de staja giderdik haftanın üç günü. Harita Kadastro
bölümü ilk öğrencileri olarak harita mühendislerinin yanına dağılmıştık. Ata
Tekin’in işyerinde yapmıştım bende. Çok şeyler stajda öğreniliyor malum. Bir
Hidayet (Hamzaçelebioğlu) amcamız vardı, çalışmayı çok seven. Fethiye Kadastro
Müdürlüğünde Fen Kontrol memuru olarak çalışmış yıllarca Fethiye’de. Araziye
çıktığımızda olsun, büroda olsun sık sık nasihat ederdi. Kendi döneminde
imkânların yokluğunu anlatır, şimdi her şey var kendinizi yetiştirin derdi.
Kulakları çınlasın, İzmir’de imiş kendisi. Yeğeni bir şiirini tutuşturdu elime.
Mutlu oldum, hatıralarda geliverince ardı ardına, paylaşmak istedim
Fethiye’mizi anlatan Emek ve Özlem isimli bu şiiri.
Yeşil yeşil
kurbağalar öter gölünde,
Beyaz beyaz
karlar tutar Karabel’inde,
Yaylası var
cümle halkın dilinde,
Varın gidin
yaylasını görmeye.
Vardım gittim
yaylasını görmeğe,
Soğuk soğuk
sularını içmeğe,
Elma, armut,
ayvasını dermeğe,
Doyum olmaz
meyvelerini yemeye.
Vardım gittim
yaylasının köyüne,
Zorlar,
Zorban, Esenköy’ün havasına, suyuna,
Nail oldum
Alabalık havuzlarının seyrine,
Varın gidin
yaylasını görmeye.
Vardım gittim
yaylasının başına,
Kurban olam
toprağına taşına,
Tarihi
eserler çıktı karşıma,
Neler
işlenmemiş kara taşına.
Yaylasında
vardır on üç, on beş köyleri,
Sahilinde
deniz boyu koyları,
Katrancı,
Samanlık, Ölüdeniz koyları,
Doyum olmaz
denizine girmeye.
Vardım gittim
yaylasının düzüne,
Nazar ettim
baharına, yazına, güzüne,
Turnalar uçar
düzine düzine,
Varın gidin
yaylasını görmeye.
Nasıl
methedeyim Fethiye’m seni,
Yaylasın,
sahilin, Ölüdeniz’in,
Babadağ’ından
uçan uçakların,
Varın gidin
Fethiye’yi görmeye.
Vardım çıktım
Babadağ’ı başına,
Nazar ettim
Dumandağ’a, Dolukızan taşına,
Felek ayrılık
ilacı kattın aşıma,
Gider oldum
bu ellerden, helal eylen Fethiye’lim.
Çok gezdim
dağın, taşın, toprağın,
Çok gezdim
sahil ile yaylasın,
Çok yedim
meyve ile aşın, ekmeğin,
Helal eyle,
gider oldum Fethiye’lim.
Dinle
Fethiye’li dostlarım, dinle
Sizlere bir
çift sözüm var:
Sahilinde,
yaylasında benim izim var,
Gider oldum
bu ellerden, helal eyle Fethiye’lim.
Haftaya tekrar
güzel konularla buluşabilmek umuduyla sağlıklı, huzurlu ve mutlu kalın,
hoşcakalın.