Dünya AIDS Günü nedeniyle Muğla Halk Sağlığı Müdürlüğü tarafından yapılan açıklamada İnsanlık tarihi boyunca, pek çok hastalık toplumları etkisi altına alarak birçok savaştan daha fazla can kaybına neden olmuştur” denildi.
Yapılan Açıklamada “AIDS; Kazanılmış İmmün Yetmezlik sözcüklerinin baş harflerinden oluşan İngilizce bir kısaltmadır. HIV adı verilen(İnsan İmmün Yetmezlik Virüsü) bir virüs ile oluşur. HIV, kişinin bağışıklık sistemini bozarak, normalde dirençli olunan birçok hastalığa karşı savunmasız bırakır. HIV ile enfekte kişilerin hepsinde aynı bulgular görülmeyeceği gibi, virüsü aldıktan sonra ne kadar süre içinde AIDS klinik bulgularının ortaya çıkacağı da kişiden kişiye değişmektedir.
Bu virusü henüz hastalık belirtileri göstermeden taşıyanlar ve hastalık belirtileri ortaya çıkanlar tüm dünyada ve ülkemizde de giderek artmaktadır. Dünyada olduğu gibi ülkemizde de HIV/AIDS ile mücadele, hastalığın yayılımının sınırlandırılması , öncelikle hastalığın bulaşma yolları ile hastalıktan korunma yolları konusunda toplum farkındalığının artırılması ile mümkün olabilecektir. Bu bağlamda uluslararası sağlık kuruluşları 1988 yılından beri HIV/AIDS konusunda toplum farkındalığını arttırmak için, 1 Aralık gününü Dünya AIDS Günü olarak belirlemiştir. 2013 Dünya AIDS Günü ana teması:’’sıfır yeni vaka, sıfır ayrımcılık, sıfır AİDS e bağlı ölüm’’ olarak belirlenmiştir. Hastalık 1980'li yıllarından bu yana tüm dünyada din, dil, ırk, cins, ülke ayırımı yapmadan hızla yayılmaya devam etmektedir. 1990'lı yılların başlarından beri bulaşma pek çok ülkede en sık korunmasız yapılan cinsel temas ardından ise damar içi madde kullananların ortak paylaştığı enjektör ile olmaktadır. HIV enfeksiyonu sadece erişkinleri değil, bebek, çocuk, genç, yaşlı herkesi tehdit edebilen, henüz kesin tedavisi ve aşısı bulunamayan bir hastalıktır. Kullanılan ilaç tedavisi ile, HIV/AIDS’ den ölümler azalmış, yaşam boyu ilaç kullanımını gerektiren bir tür kronik hastalığa dönüşmüştür. Gelişmiş ülkeler tarafından tedavi maliyeti oldukça yüksek olan hastalıkla ilgili aşı çalışmaları yoğun olarak sürdürülmektedir.
HIV/AIDS BULAŞMA YOLLARI
1. Korunmasız cinsel ilişki: HIV enfeksiyonunun en sık bulaşma şeklidir. HIV, korunmasız (kondom, kılıf, kaput, prezervatif kullanılmadan) yapılan her türlü cinsel temasla bulaşabilmektedir. 2. Kan ve kan ürünleri ile bulaşma: Kanda virüsün yoğun miktarda bulunması nedeni ile, virüsü taşıyan kişilerden alınmış kan ve kan ürünleri ile hastalık bulaşabilmektedir. 3. Anneden bebeğe bulaşma: HIV enfeksiyonu gebelik süresince, doğum sırasında vücut sıvıları ve emzirme sırasında süt ile bebeğe geçebilmektedir.
HlV' İN BULAŞMADIĞI DURUMLAR:
Dokunmak, tokalaşmak, sarılmak ile. Gözyaşı, ter, tükürük ile. Aynı yerde oturmak, aynı havayı solumak ile. Aynı havuzu, banyoyu, tuvaleti, saunayı, duşu paylaşmak ile. Giysilerin ortak kullanılması ile. Tabak, çatal, kaşık, bıçak, bardak paylaşılması ile. Telefon kulaklığı, kapı tokmağı ile. Sivrisinek, böcek, arı sokması ile HIV bulaşmamaktadır.
HIV/AİDS DEN KORUNMA:
En sık görülen bulaşma yolu cinsel temasla olduğu için bu yolla korunma büyük önem taşımaktadır. Kondom ve doğru kondom kullanımı, hastalığın cinsel yolla bulaşmaya karşı en güvenli ve basit korunma yoludur. Kan ve kan ürünleri ile olan bulaşmaya karşı korunma: 1987 yılından beri de ülkemizde kan ve kan ürünleri HIV yönünden test edilmektedir. Organ ve doku nakilleri öncesinde gerekli testlerin yapılması HIV geçiş riskini en aza indirmektedir. Damar içi madde kullanımı alışkanlığının önlenmesi, tedavi edilmesi, ortak enjektör kullanımı risklerinin anlatılması bu kişilerde HIV bulaşma riskini azaltmaktadır.