CHP Muğla Milletvekili Prof. Dr. Nurettin Demir, Plan ve Bütçe Komisyonunda Milli Savunma Bütçesi görüşmelerinde orduya kurulan kumpasa, sınır güvenliğindeki sorunları ve askeri personelin sorunlarını gündeme getirdi. Görüşmeler esnasında Milli Savunma Bakanı İsmet Yılmaz’ın güneydoğuda yaşananlardan muhalefeti sorumlu tutması üzerine CHP milletvekilleri salonu toplu olarak terk etti.

Daha sonra salona tekrar giren CHP Milletvekilleri Milli Savunma Bakanlığının ilgi alanına giren konularda sorularını Bakan Yılmaz’a sordu. Özellikle Güneydoğu sınırlarında sınır güvenliğinin korunmasında zafiyetler olduğunu dile getiren Demir, “Sanki farklı bir güç o bölgeleri yönetiyor gibi yani delik deşik. Acaba, bir Millî İstihbarat Teşkilatından birisi mi yönetiyor? Öyle bir algı da var. Onlar yönetiyormuş gibi sınırdan geçişleri. Ben, özellikle gittiğim bir karakolda ‘Siz ne yapıyorsunuz?’ diye sorduğumda ‘Biz karakolu koruyoruz.’ , ‘Peki, sınırı kim koruyor?’, ‘Vallahi, sınırı da Allah koruyor.’ şekilde bir ifade almıştım.” dedi. Emperyalist güçler içerisinde paralel yapıyla birlikte Deniz Kuvvetleri’nin zayıflatıldığı belirten Demir, Denizcilerinin en iyi üçte ikisinin görevlerinden uzaklaştırıldığını, tutuklandığını söyledi. Demir, Deniz kuvvetlerinin bu şekilde zayıflatılmasına bakanın ve hükümetin alkış tuttuğunu belirtti. Özellikle Milli Savunma Bakanının orduya sahip çıkmadığına işaret eden Demir, “Silahlı Kuvvetlere sahip çıkmadınız. Vicdanınız sızlamadı.  Çünkü acı çekseydiniz bu işteki işbirlikçilerden, paralelcilerden bir örnek verirdiniz. Sadece emniyette ya da adaletteki birkaç kişiyi suçlayarak, günlerce kamuoyunu kandırmaya çalıştınız. Madem 17 Aralıkta aldatıldınız, bunun gereğini niye yapmıyorsunuz? Neden bu değerli komutanlarımız şu anda sokaklarda?” diye sordu. 

Balyoz, odatv Askeri Casusluk gibi davalarda mahkumiyetleri kalktığı için özgürlüklerine kavuşan bir çok insanının mesleğini yapamadığına dikkat çeken Demir, “Emekli olamayanlar perişan. Yargı eliyle esir alınan bu insanlar bugün özgür ama adli sicil kayıtlarına göre hala hükümlüler. Bu yüzden de ne işe girebiliyorlar, ne yat kaptanı olabiliyorlar ne de uzun yol süvarisi olabiliyorlar. Öyle ki onlara pilot olarak Türk Hava Yollarında çalışmak, siyasete girmek hatta anayasal bir ödev olan oy kullanmak bile birçok kısıtlamaya tabi.  Bu insanlar Anayasa Mahkemesinin 18 Haziran 2014 tarihli adil yargılanma hakkının ihlali kararına istinaden tahliye oldular. Tahliye olan bu insanların mesleklerini yeniden yapmak istemeleri en doğal hakları değil midir? Neden bir tedbir almıyorsunuz? Yani bu insanlar, vatan korumak için, askeriyeye bir şekilde bulaşmışlarsa kabahat mi ettiler? Orada görev yapmaktan büyük bir gurur duyan, övünen bu insanların şu anda sokaklarda dolaşması sizi rahatsız etmiyor mu, bu Hükûmeti rahatsız etmiyor mu? Bu insanlar mesleklerini büyük bir vatan aşkıyla yaptıkları için ve kariyerlerinin zirvesinde tutuklanmadılar mı?” diye sordu. Demir, bireysel başvuru sonucu Anayasa Mahkemesi tarafından adil yargılanma hakkı ihlali kararıyla verilen mahkûmiyet kararı verilenlerin adli sicil ve arşiv kaydının tamamen silinmesiyle ilgili bir yasa teklifini Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına vereceğini söyledi. Mağduriyetlerin giderilmesi için iktidar ve muhalefet milletvekillerinden destek beklediğini dile getiren Demir, “Gelin, hep birlikte mağdur edilen bu insanların hayatlarının, itibarlarının geri verilmesinin bir adımını hep birlikte atalım” dedi. Ayrıca uygulamanın ayrımcı olduğunu belirten Demir, “Şu anda muvazzaf olan Balyoz davası sanığı astsubaylar bile hükümlü yani sabıkalı bir şekilde görev yapabilirken aynı durumda olan diğer insanlar neden mağdur edilmektedir? Hatta Balyoz davasının subaylarının adli sicilinde kayıtlarının bile olmadığı iddia edilmektedir yani bir kısmının var, bir kısmının yok. Böyle bir dağınıklık olur mu? Yani Millî Savunma Bakanlığında ya da Türk Silahlı Kuvvetlerinde böyle ayrımcılık olabilir mi? Bu eşitsizliğin nedeni nedir Sayın Bakan?” diye sordu.

 Paralel yapı konusunda halkın aldatıldığını ifade eden Demir, “Paralelciler, emperyalistler sizi aldatıyor, siz de halkı aldatmaya devam ediyorsunuz. Lütfen, Silahlı Kuvvetlerde varsa paralelciler ortaya koyun, yoksa da Silahlı Kuvvetlerden özür dileyin.” dedi.

Demir ayrıca bakana şu soruları yöneltti: Avrupa Parlamentosunda 44 milletvekili tarafından Doğu Akdeniz’de Türkiye'nin haklarını savunma konusundaki kararlılığınıza karşı bir teklif verildi. Bununla ilgili bir açıklamada bulunmadınız. Ne düşünüyorsunuz? Uzman çavuşların özlük haklarının iyileştirilmesi konusunda bir çalışma yapılacak mıdır? Astsubaylar ve emekli subayların yaşam ve sosyal haklarının iyileştirilmesiyle ilgili bir çalışmanız var mı? Özellikle Balyoz, askerî casusluk gibi orduyu oldukça sarsan bu olaylarla ilgili bir idari soruşturma açıldı mı? Ne aşamadadır? Resen emekli öğrenci astsubay, subaylarla ilgili bir çalışmanız var mı? Bu konuda 2 bin dolayında mağdur olan bir kesim var.