Fethiye’de faaliyet gösteren ticari taksi sahipleri Muğla Büyükşehir Belediyesinin Ticari taksi, S Plakalı ve TM Plakalı Minibüslerle ilgili Almış olduğu bazı kararları protesto etmek amacıyla Salıpazarı meydanında bir araya gelerek bir basın açıklaması yapmışlardı.
17 Kasım 2014 Pazartesi günü Salı Pazarı meydanında bir araya gelen taksicilerin toplantısında Fethiye Taksiciler Kooperatifinin Avukatı olan Şaban Durmaz’da bir konuşma yaparak Konu hakkında ve izlenecek yol haritası hakkında taksicilere bilgiler veren bir konuşma gerçekleştirmişti. Avukat Şaban Durmaz’ın Burada yaptığı Konuşmayı Yerel Bir Gazetenin köşe yazarlığı yapan Yusuf Ziya Hıra kaleme alarak Taksicilerin Büyükşehir’in kararlarına tepki göstermek amacıyla düzenlenen toplantıda Avukat Şaban Durmaz’ın Konuşmasını değerlendirmişti. Köşe Yazarı Yusuf Ziya Hıra’nın bu değerlendirmesi ile ilgili olarak Fethiye Taksiciler Kooperatifinin Avukatı Şaban Durmaz Yazılı bir Basın açıklaması gerçekleştirdi.
Avukat Şaban Durmaz Yaptığı Basın Açıklamasında “Yusuf Ziya Hıra'nın 20.11.2014 tarihinde Batı Akdeniz Gazetesinde yazmış olduğu yazıya karşı basın açıklamamdır.
Sayın Yusuf Ziya Hıra, Ben sizin gibi yazıma “efendi” sıfatıyla başlamadım. Başlamayı da düşünmüyorum.
Bizim hayat felsefemize göre biz yaratılanı yaratandan ötürü severiz. Önce köylü milletin efendisidir, deyip sonra bilinçaltınızdaki bastırılmış duygularınızı bastırsanız da mızrağın çuvala sığmadığı gibi göbeğini kaşıyan adam, bidon kafalı gibi sizin gibi düşünmeyen insanları efendi olarak aşağılamanız hiç hoş değil. İnsan edebiyatı parçalamadan önce edebi öğrenmeli bence. Şaban’dan sonra söyleyeceğiniz ve yazacağınız bey kelimesini bana Yusuf Ziya Hıra vermedi. Ben tırnaklarımla yaşamla mücadele ederek, söke söke aldım.
Taksicilere yapılanları örtmek amacı ile beni AKP’li ilan etmişsiniz. Ben 1998 yılından bu yana Fethiye’de hizmet veren bir Avukatım. Şu ana kadar beni AKP’nin neresinde hangi toplantısında ve karesinde gördünüz onu merak ediyorum. Benim hiç bir siyasi parti ile ilişkim ve bağlantım yok. Kişiler üzerinden yapılan siyasette, eğitimsiz-vizyonsuz-misyonsuz kişilerin yanında ve karşısında siyaset yapmayı kendime zül sayarım. Aday olmayı da düşünmedim, düşünmüyorum. Ama siz bir gazeteci olarak kamuoyu oluşturmak yerine CHP’nin sözcüsü olarak açıklama yapmışsınız.
CHP’den aday olan ben değilim. Siyasi bir beklentim yok. GAZETECİ OLARAK TAKSİCİLER HAKLIDIR VEYA HAKSIZDIR DEYİP KAMUOYU İLE DURUŞUNUZU PAYLAŞMAK YERİNE, Mülkiyet hakkına saygı duymayan, komünel yaşamdan beyin olarak uzaklaşamamış, halkı salak ve cahil olarak gören bir zihniyetin mensubundan ben başka bir şey beklemiyorum. Benim siyaset ile ilgim sadece her Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı gibi oy vermek, ondan ileri gitmesine şu ana kadar müsaade etmediğim gibi bundan sonra da müsaade etmeyeceğim.
Nereye oy vereceğime de müsaade edin ben karar vereyim. Sizin yazınızda aslında temel hedefin ben değil, şerif sıfatını uygun gördüğünüz kişi olduğunu biliyorum. Arada biraz da Avukatı hırpalayayım dediniz sanırım. Keşke biraz daha araştırsaydınız. Ama unutmayın siz de seçilememiş bir şerif adayısınız. Benim açımdan insanların makamları ve mevkileri önemli değil. Ben insanlara bakarken, siyasi düşüncesinden önce adam olup olmamalarına bakarım. Benim ile ilgili yazmış olduğunuz tüm aşağılayıcı sözlerin size ait olduğunu hatırlatmak isterim. Hani kişi kendinden bilirmiş işi misali. Köşenizi siyasete esir eden sizsiniz ben değil. Sadece işimi yapıyorum. Sözlerimi bir Divan şiiri beyiti ile bitiriyorum.”Tahir efendi bana kelp demiş, İltifatı bu sözde zahirdir. Şafii benim mezhebim zira İtikadımca kelp tahirdir” ifadelerine yer verdi.