Fethiye Gazi Ortaokulu Türkçe öğretmeni Ali Erdemli 10 Kasım Pazartesi günü Ahşap üzerine yakma tekniğiyle yapılmış “Atatürk portreleri sergisi” açıyor.
10 yıl önce görüp merak sardığı bu teknikle yaptığı ve 10 yılın emeği resimlerini Fethiyeli ve Fethiye’de yaşayan sanatseverlerin beğenisine sunacak olan Ali Erdemli, Atamızın ölüm yıldönümü 10 Kasım’da saat 09:45’te sergi açacak. Sergi, 5 gün boyunca açık kalacak. Fethiye Gazi Ortaokulu’nda görev yapan Ali Erdemli, “Boş zamanlarımda yaptığım değişik boyutlardaki Atatürk portrelerinden bu sergide ancak 70 kadarını sergileyebileceğim. Bir o kadar da evde var.
Artık onlar da bir başka sergide sergilenecek” dedi. Sergilenecek çeşitli boyutlardaki tabloların satışa sunulacağını da belirten Ali Erdemli, tüm sanatsever halkımızı bu anlamlı sergiye davet etti. Ali Erdemli bu sanata başlama öyküsünü şöyle anlattı “Pyrogravure ahşap yakma daha doğrusu “dağlama” sanatına uygun olan malzemelerin kızgın metal kalemler ile işlenme tekniğidir. Yakmaya uygun ahşap yumuşak ağaçlar kavak, kestane, gürgen, ıhlamur veya kontrplak iyice zımparalanır. Yapılacak resim, desen resim ahşaba çizilir. Sonra yüzey yakılır. Bu sanat çok zaman alan, zahmetli bir iştir. Hata yapıldığında geri dönüşü yoktur. Bu işlem elektrikli ahşap yakma aletleriyle yapılır. Bu aracın ucundaki tel belli sıcaklıkta ve devamlı olarak ısındığı için, ağacı daha hızlı ve güzel yakar. Bu teknikle yapılmış resimleri yıllar önce gördüğümde çok hoşuma gitmişti.
Araştırmalarım sonucu bu tür resimlerin elektrikli bir düzenekle yapıldığını öğrendim. Kendi kendime bu alet olmadan ahşabı başka nasıl yakabilirim diye düşündüm. İnce bir teli tüp gaz ateşinde ısıtarak ahşap zemine çizdiğim resim üzerinde denedim. Oluyordu. Ancak bir sorun vardı. Teli ısıtıp ahşaba getirinceye kadar tel soğuyor, çok az bir çizgi çizebiliyordum. Onun da çaresini buldum.
Bu sefer üç-dört teli ateşe koyarak çalışmaya başladım. Bu şekilde işim hızlanmıştı. Elim yanmasın diye de teli tuttuğum yere bez sarıyordum. Ama bir sorun daha vardı: bu kez tele sardığım bez ocağın alevinde bazen alev alıyordu. “Yokluk icatların anasıdır “ derler ya, teli şişe mantarına geçirdim. Hem elim yanmıyor, hem de mantar bez kadar çabuk alev almıyordu. Bu yöntemle baktım ortaya bir şeyler çıkıyordu ancak bir resmi tamamlamak çok uzun bir süre gerektiriyordu. Bunun nedeni ise şuydu. Teller ısıtmak için özel olarak tüp gazı açmıyordum. Ocakta sadece çay yapılan zamanlarda bu işi yapıyordum, bir taşla iki kuş yani… Çay yapılırken çalışmamın nedeniyse çaydanlığın altını dar olmasından telleri altında rahatça ısıtabilmemdi. Sözün kısası hiçbir elektrikli alet kullanmadan, sadece ince bir telle ilkel bir yöntemle, uzun yıllar yakma resim yaptım. Yaptıkça deneyim kazandım, değişik teknikler geliştirdim. Ta işin başında kendime “Atatürk” temasını seçtim. Sadece Atatürk resimleri yaptım. 10 yıldır yaptığım resimlerin artık sanatseverlerle buluşması gerektiğini düşündüm ve bu resimleri en anlamlı günde; Ata’mızın ölüm yıldönümünde sergilemeyi düşündüm. Milim milim işlenerek ortaya çıkarılmış bu resimlerin “el emeği, göz nuru” deyiminin tam karşılığı olduğunu düşünüyorum. Tabii ki takdir, bu sergiyi gezecek olan saygıdeğer Fethiyelilerin ve sanatseverlerin olacaktır” dedi.