Tüm yurtta, eş zamanlı olarak hayvanlara yönelik yapılan her türlü şiddeti protesto eden hayvan severler, Fethiye'nin Göcek Beldesinde de bir araya geldi. Göcek Doğa ve Hayvan Dostları Derneği tarafından düzenlenen eyleme, köpekleriyle katılan hayvan severler, ellerinde taşıdıkları yazılarla yapılan şiddete 'dur' diyerek seslerini duyurmaya çalıştı. Dernek Başkanı Gülden Ersaka, son haftalarda Göcek'te çok sayıda kedi ve köpek zehirlenmeleri yaşandığını, son zehirlenmenin ise eylemin yapıldığı gün sahipli 'Viski' isimli bir köpeğin olduğunu, Göcek’te biri veya birilerinin elinde zehirle sokak sokak dolaşarak, insafsızca önüne çıkan her canlıyı zehirlediğini belirtti. Ülke genelinde son zamanlarda sıkça yaşanan hayvan katliamlarına dikkat çekmek amacıyla tüm yurtta eş zamanlı düzenlenen eylemlere, Fethiye'nin Göcek beldesinden de destek geldi. Göcek Doğa ve Hayvan Dostları Derneği tarafından Göcek Pazar Yeri'nde gerçekleştirilen eyleme yaklaşık 50 hayvan sever katıldı. Köpekleriyle eyleme katılanlar, 'Biz Onlardan Dostluğu Öğrendik', 'Onlar Bizlerden Korkuyu Öğrendiler', 'Hayvana İşkence Kabahat Değil Suçtur', Katilim Kim?, Havada, Karada Suda Katil Aramızda', 'Yaratılanı severim Yaratandan Ötürü', 'Kedi Katili Serbest Niçin?', 'Hayvanı Öldüren İnsanı Öldürür' yazılı pankartları taşıyarak, seslerini duyurmaya çalıştı. Köpeklerin de boyunlarına sahipleri tarafından 'Artık Yeter' yazısı asıldı. Göcek'te son haftalarda farklı zamanlarda sıkça kedi ve köpek zehirlenmesi meydana geldiğini son zehirlenmenin ise Pazar günü olduğunu belirten Göcek Doğa ve Hayvan Dostları Derneği Başkanı Gülden Ersaka "Göcek’te son haftalarda durmaksızın devam eden kedi ve köpek zehirlemeleriyle mücadele ediyoruz. Sahipli, sahipsiz canlarımız acı içinde can veriyor. Son olarak, eylemi yaptığımız gün 'Viski' isimli bir köpeğimiz zehirlenerek hayatını kaybetti. Göcek’te biri veya birileri elinde zehirle sokak sokak dolaşarak, insafsızca önüne çıkan her canlıyı zehirliyor. Bu zehirlemelerden sokak hayvanlarıyla beraber sahipli hayvanlarda etkileniyor. Ulu orta etrafa atılan bu zehirler, insan sağlığı için de tehdit oluşturmaktadır. Bu zehirlemeleri yapanların peşine düşeceğiz. Vatandaşlarımızdan, köylülerimizden daha duyarlı olmalarını bekliyoruz" dedi.  Gülden Ersaka, eylemde Hayvan Hakları Federasyonu (HAYTAP) tarafından tüm derneklere iletilen ortak basın açıklamasını da okudu. Ersaka "Eskişehir'de bir cani, evindeki bir kediyi bıçaklayarak işkence ile öldürmüştür. Ayrıca bu cani, hayvanın bağırsakları dışarıda olarak evin içinde dolaşmasını sapık bir zevkle seyretmiş ve videoya da aldırmıştır. Bu cani katil hiç bir ceza almadan serbest bırakılmıştır. Bu gün burada ve Türkiye'nin dört bir yanında merhamet ve vicdan taşıyan binlerce kişi bu vahşeti kınamak ve tek ses olarak "Kedi Katili Serbest niçin" diye sormak için bir araya geldi. Evet, bir katil nasıl serbest kalır? Çünkü, hayvana işkence vahşet maalesef, tıpkı yere tükürmek veya yasak yerde sigara içmek gibi basit eylemlerle aynı çizgide değerlendirilmiş ve "kabahat" olarak görülmüştür. Dolayısı ile hakim veya savcı vicdanen istese de hayvanlara işkence uygulayanlara ceza verememektedir. Oysa hayvan öldürmekle insan öldürmek arası sadece bir adımdır. Bütün katillerin ve toplum düşmanlarının mazisinde hayvanlara yapılan işkence vardır. Caniler katiller öldürmeyi hayvanları öldürerek öğrenmişlerdir. Bu gerçekler ışığında TBMM den somut bir talebimiz var. Hayvana işkence yapan, vahşet uygulayan, onun yaşam hakkını gasp eden kişiler hapisle cezalandırılsın. 5199 sayılı Hayvanları Koruma Kanunu "kabahatler" kapsamından çıkıp, "Türk Ceza Kanunu" kapsamına alınsın. Bu kediyi vahşice öldüren bu sapık katil, mutlaka adalet önüne çıkartılmalı, yargılanmalı ve ceza almalıdır. Adalet, mazlumun hakkını koruduğu sürece adalettir. Biz katiller serbest kalmamalı diyoruz. Biz, hayvanlarımız için de yaşam hakkı istiyoruz. Biz hayvanlarımız için de adalet istiyoruz. Biz TBMM ye sesleniyoruz. Katillere geçit vermeyin diyoruz. Bu gün bir hayvanı öldüren kişinin, yarın bir insanı da öldüreceğini unutmayın diyoruz. Bir canlıyı işkence yaparak öldüren katilleri aramızda serbestçe dolaşırken görmek istemiyoruz. Biz, Belediye bakımevlerinde hayvanların aç susuz ve hastalıkla gelen ölümlere mahkum edilmesine karşıyız. Biz, Hayvanlarımızın sokaklardan toplanıp adına "doğal yaşam alanı" denilen ölüm kamplarına doldurulmasına kesinlikle karşıyız. Biz Türkiye'de ki hayvan hakları savuncuları, hayvanlara vahşet ve işkence uygulayanların "kabahatler kanunu" çerçevesinde sadece idari para cezası ile cezalandırılmasına karşıyız. Biz yaygınlaşan hayvana karşı şiddet olaylarına devlet kurumlarının seyirci kalmasına karşıyız. Biz, hayvan katillerini hapse sokacak değişikliği ısrarla yapmayan TBMM ni tekrar uyarıyoruz, hayvana karşı vahşeti TCK ya alınması için TBMM'yi tekrar uyarıyoruz" dedi.